-
1 plan
In m1 surface düz yüzey2 profondeur bir resmin derinliği3 position önem [œ'nem]4 sur le plan konusundaIIn m1 carte plan [plan]2 organisation plan [plan]3 structure plan [plan]
См. также в других словарях:
arka planda — sf. 1) Geride 2) mec. Önemsiz Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller arka (veya geri) planda kalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ilk planda — zf. 1) Önce, en önde Bu çatı altı penceresinden ilk planda bir Yahudi evinin taraçası görünüyordu. H. R. Gürpınar 2) Başlangıçta … Çağatay Osmanlı Sözlük
arka (veya geri) planda kalmak — 1) gözden düşmek 2) önemini yitirmek, değersizleşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
plan — <lat. planus – səth> 1. Bir şeyin (yer, tikinti, qurğu və s. nin), tənasübləri saxlanılmaqla müəyyən masştabda kağız və s. üzərində göstərilən cizgisi. Binanın planı. Şəhərin planı. – <Cinayətov> ayağa qalxıb, divardan asılan planın… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
Aeropuerto El Tehuelche — Para otros usos de este término, véase Tehuelche (desambiguación). Aeropuerto El Tehuelche IATA: PMY OACI: SAVY Sumario Tipo … Wikipedia Español
Aragonés central — Saltar a navegación, búsqueda El aragonés central es la variante del idioma aragonés que se habla entre los valles de Bielsa y Tena y en el Prepirineo al norte de la sierra de Guara. Fonética Conserva la fonética del aragonés pirenaico… … Wikipedia Español
çeşit — is., di, Far. çeşīden 1) Aynı türden olan şeylerin bazı özelliklerle ayrılan öbeklerinden her biri, tür, nev Her çeşit insanı kavrayacak bir sunuş tarzı vardı. H. Taner 2) Canlıların bölümlenmesinde, bireylerden oluşan, türden daha küçük birlik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dengeci — sf. Denge ögesini ön planda tutan Dengeci bir yönetim … Çağatay Osmanlı Sözlük
ikinci — sf. 1) İki sayısının sıra sıfatı 2) Sırada önem bakımından birinciden sonra gelen Tevfik in alçak gönüllü, hep ikinci planda kalma olgunluğundaki pişekârlığı Dümbüllü ye sanatını en iyi değerlendirme olanağını sağlardı. H. Taner 3) Değer ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ilk — sf. 1) Zaman, sıra, yer ve önem bakımından ötekilerden önce gelen, son karşıtı Gözlerini açınca ilk işi saatine bakmak oldu. Y. K. Karaosmanoğlu 2) is. Herhangi bir şeyin en önde olanı, önce geleni İnsanı insan yapan duyguların ilkidir aşk. N.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ilkel — sf. 1) İlk durumunda kalmış olan, gelişmesinin başında bulunan, iptidai, primitif İran da ve Afganistan da bu aşiretleri idare edenlerin ilkel planda kalmış menfaatleri var. Ç. Altan 2) Sanatta yalın bir nitelik gösteren, yapmacıksız olan,… … Çağatay Osmanlı Sözlük